YALNIZIZ
-TANITIM-
1001 Sanat, yeni sezona bir edebiyat uyarlaması ile başlıyor. Peyami Safa’nın kült romanı Yalnızız, ilk kez sahnede seyirciyle buluşuyor. Hüseyin Sorgun’un uyarlayıp yönettiği oyun, dünden bugüne “yalnızlığımız’ın iz düşümünde, hayatı, aşkı, insanı, doğu’yu ve batı’yı sorguladığımız bir yolculuğa davet ediyor. Yalnızız Ekim ayında seyirciyle buluşacak.
Milyonları bulan kalabalık şehirlerde yaşasak yahut geniş bir ailenin içine doğmuş olsak da, yalnızız… Yalnızlığımız, kendi kendimize kaldığımızda ya da hayatın “sillesini” yediğimizde ayırdına vardığımız bir gerçeğe dönüşüyor.
Tıpkı, Peyami Safa’nın kült romanı Yalnızız’ın karakterleri gibi… Her biri “çıkışsız” dünyalarında yalnızlığını yaşayan ve “ütopya”larına sarılan bu kişiler, dünden bugüne “bizim” yalnızlığımızın da farklı “yansıma”ları aynı zamanda…
İki “köşk”ün merkezinde ve etrafında buluşan “karakterler”, kendi dünyalarının ve geçmişlerinin izdüşümünde bir araya geliyor. Simeranya isimli “hayal ülke”ye sığınan Samim, kardeşi Besim, ve Mefharet ile birlikte Mefharet’in kızı Selmin ve oğlu Aydın Yeşilköy’de bir köşkte oturan, “mirasyedi” bir aile… Sonradan –biraz da haksız- zenginleşen Nail Bey, oğlu Ferhat ve kızı Meral ile bir başka köşkte yaşıyor. Nail Bey’in karısı Necile ise hizmetçisi Renginaz ile Arnavutköy’de bir konakta, yalnız kalıyor. Bu iki aileyi birbirine bağlayan, buluşturan şey ise aşk…
Aşk! Farklı “kimlik”lerde can bulsa da, Yalnızız’ın merkezinde yer alıyor. Adeta bir prizmanın tüm yansımaları gibi, hayatın bütününü kuşatan karakterler, “aşk”ın rotasını takip ederek bir “çıkış” arıyor. Kimi zaman “çıkmaz sokak”lara uğrasa, kimi zaman “yanlış yollara” sapsa ve “yolunu kaybetse” de… Hep “eksik” olanın yahut “yanlış” olanın “aşk” olduğunu hissettiğimiz bu evrende, “köşk” bir anda “dünya”ya dönüşmüyor mu?
Entelektüel ve “okumuş” bir adam olan Samim’in “göz”ünden hayata, aşka, kadına, ütopyaya, geleceğe, geçmişe, doğuya, batıya… Kısacası “dünya”ya bakarken, bir başka “dünya”nın, Samim’in ütopyası Simeranya’nın da giderek “gerçek”e dönüştüğünü görüyoruz. Bu “gerçek”, yaşanan, içinde olunan “dünya”yı giderek silen, yok eden, eriten bir başka “gerçek” halini alıyor. İşte bütün bu “gelgit”lerin ortasında, Samim ve onunla ilişki içinde olan yakın-uzak bütün karakterler, aynı “fırtına”ya tutuluyor.
Doğu ve Batı’nın çekim gücünde “savrulan” bütün bu “insancıklar”, “yaşadıkları” ile “hayal ettikleri” arasındaki “derin çatlağın” içine düşmekten kendini alamıyor.
Peyami Safa’nın dünden bugüne “bizim yalnızlığımızın” başlangıcına dair anlattığı hikayenin bugün neresindeyiz?
Ve bugün ne kadar ‘Yalnızız’?
Hüseyin Sorgun’un, Peyami Safa’nın kült romanından aynı isimle uyarlayıp yönettiği Yalnızız, yalnızlığımızın rotasında dünden bugüne bir yolculuğa davet ediyor
Oyuncular;
Alper Selan
Bihter Altay
Sevkan Çelik
Hande Oktan
Özge Kartal
Özge Sumru Oğuz
Ses: Murat Dedei
Işık: Yunus Emre Usta
Dekor: Ali Nadir Birim – Coşkun Gültekin
Kostüm: Beyza Birgen
Afiş Tasarım: Ömer Bilge
Reji Asistanı: Birce Ece Toksavul – Ulaş Güleran
Eser: Peyami Safa
Uyarlayan-Yöneten: Hüseyin Sorgun
Sanat Yönetmeni: Kerem Yılmaz